Kayıtlar

yaşam etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

The Victims of War and Tyranny

Resim
"Den Opfern von Krieg und Gewaltherrschaft" Berlin gezim sırasında "Neue Wache"de çektim bu fotoğrafı. Bu anıt, savaşın ve baskının kurbanları için inşa edilmiş Almanya'da. Sağolsun rehberimiz, o güzel anlatımıyla bizleri tarihin derinliklerinde gezdirdi dört saat boyunca. Çok güzel anlattı bütün savaş dönemini ve ayrıca ünlü "Berlin Duvarı"nın çıkışını ve çöküşünü. Tarihi orada görerek yaşadık. Sizlere de tavsiyem olur, mutlaka gidiniz Berlin'e. Ayrıca da Free Walking Tours 'u kaçırmayın ;)

eğlenmeç

Resim
Bu fotoğrafın önemi benim için ayrıdır. Fotoğraflarım arasında en sevdiklerimden birisi ve ktü hayatımın da son günlerinden birisi. İşin aslı bu eğlence KTÜ'ye veda partisi tarzında birşeydi. Artık oradan kurtulduğum için mi önemi büyük bilemeyeceğim. KTÜ'yü çok sevmiştim ben. Okumuş olduğum dört yılı da zevkle geçirdim orada. Nice arkadaşlıklar edindim, gezdim, tozdum, fotoğraf çektim ve en önemlisi eğlendim. İşte bu benim için KTÜ hayatımın kısa bir özeti. Hem oradaki yaşamım gerçekten güzel ve hareketli idi, eğlenerek vakit geçirmiştim; hem de mezun olurken mutlu mesuttum ve arkadaşlardan ayrılmanın hüznü ile de olsa yine aynı şekilde eğlenerek veda ettim.

the eiffel moon

Resim
Geçen sene nisan ayları civarıydı bu gezim. Aşağıdaki diğer Paris fotoğrafımın çekildiği güne ait. Akşam olsun da uzun pozlama ile bir kare ben de çekeyim diye bekledim durdum, bekledikçe gezdim durdum, gezdikçe yoruldum sıkıldım duruldum akşama doğru. Eyfelin her saat başı pırıl pırır parlamasını izledim ama fotoğraflamayı pek de isteyemedim. Kendimce hatıralık birçok fotoğraf çektim tabii ki, videyoya da aldım bir güzel. Ayrıca gündüz vakti Eyfelin bildiğimiz en klasik halini de fotoğraflamadım değil. Ama işte, klasik hatta sen ben çektiğinde artık hiç bir öneminin olmadığı o tür karelerden birini paylaşmak istemiyorum. Bu arada en klasik Eyfel kulesi fotoğrafı da Palais de Chaillot'te çekiliyor bana göre. Artık orada çekilen fotoğrafların tek farkı bence hava şartları ve fotoğrafçıların pozlama teknikleri artı photoshop ile ne yapıyorlarsa o tür oynamalar. Gelelim yine fotoğrafımıza. Şanslıymışım gerçekten o gün. Hem hilalin olması hem de karşımda büyük ihtişamıyla ilk defa...

some of my dark side

Resim
Yeni fotoğraf makinemi alalı bir ayı dolduramadım. Hatta paylaşılacak daha çok fotoğraf da öylece köşede duruyor ve birçoğu içerisinde bir hatıra bulunduruyor. Bu fotoğrafın da kendine has bir özelliği var. Kendimi pek çekmeyi becerebilen bir insan değilimdir, ama işte artık o da mümkün oldu. İstediğim birşeydi bu tür fotoğraflar, içimi ve benliğimi yansıtan. Siyah beyaz olması yukarıdaki fotoğrafın, isminden de anlaşılacağı üzere karanlık tarafımın bir nebze yansıtılması ayrıca diğer uçta da sokak ışıklarının aydınlattığı parlaklık da her ne kadar karanlığın içinde olsanız da bulunduğunuz yerden daha iyi yerlerin olduğuna işaret ediyor.

tell me more

Resim
Uzun bir aradan sonra fotoğraf yayınlamaya tekrar devam diyorum. Bu arada yeni almış olduğum fotoğraf makinemi de duyurayım diyorum. Bana ulaşması çok uzun sürdü ama Amerika'daki bir arkadaşımdan sipariş ettiğim Pentax K-x makinem sonunda elime ulaştı. Bir süre yine tek tek fotoğraflar yayınlamaya devam edeceğim ama, bu amaçsız tek karelerden pek bir bıkmaya başladım. Bir konu oluşturup onun üzerine portreler çekmek istiyorum ya da çekeceğim şeylerin bir hikaye üzerine kurulu olmasını ve tek bir fotoğraf ile yetinmemem gerektiğini düşünüyorum. Fazla kafa ütülemeye gerek yok. Hemen Pentaxımın yanına ne tür ekipmanlar edindiğime geçelim. Malum portre çalışması için 50mm geniş diyaframlı bir lens olmazsa olmazdır. Bu fotoğraf da yeni almış olduğum 50mm f1.7 SMC-A lens çekildi. Tabii yeni aldığım dediğime bakmayın bu lens en az 30 yaşında. Bir diğer yeni aldığım lens ise Pentax F 28-80mm f3.5/4.5. Bununla daha pek birşey çekmediğim için sonraki fotoğraflarda görebileceğiz sonuçlar...

amour a Paris

Resim
Kuşkusuz en favori fotoğraflarımdan birisidir kendisi. Açıkça anlaşılacağı üzere Paris gezim sırasında çekmiştim. O zamanlar bir interrail macerasıdır çıkmıştım İsveç'ten yola. Paris sokaklarında da aval aval dolanmak olsun, her turistin yaptığı Eyfel kulesini sağdan soldan alttan üstten çekmek dair bilimum herşeyi yapmıştım oralarda. Tek beklediğim artık havanın kararması ve ışıklı halde eyfeli çekmekti. Sonradan gözümü çiftlere dikmiştim etraftaki. Öyle ya bir "aşk" şehriydi Paris ve Eyfel de bu "aşk"ın simalarından biriydi. Başladım evvela sağı solu 300mm'lik zoom yardımı ile taramaya. Birçok çift yakaladım ama bu sefer içinde sadece çiftler var Eyfel yoktu. Vazgeçtim röntgenleme işinden. "Halk"ın arasına indim, onlardan biri oldum ve "aşk"ı onlarla yaşadım bir nebze. Sonrasında sinsice yanaştım arkadan arkadan. Artık zooma da gerek yoktu. Ama bu karenin bozulmaması lazımdı. Bozulmadı da ikincisini çekene kadar. İlki çok yamuk olmuş...

Klara Church

Resim
Sonbaharda Stockholm gezisi yapmıştık. Sanırım bu oraya ilk gidişimiz. Bunun da hikayesi tam bir macera. Çağla arkadaşımız Hamburg'a gitmişti bir hafta önceden ve geri geldiğinde Skavsta havaalanından Falun'a tren bileti bulamamıştı. Biz de aynı gün içerisinde tuttuk haydi araba kiralıyoruz onu almaya gidiyoruz! Öğrencilik deliliklerle dolu, hatta erasmus yapıyor iseniz delilikten sonra gelen bir mertebedesiniz demektir. Para zehir gibi, harca nereye harcarsan. Çağla'yı almadan önce bir Stockholm'e uğradık ve sonrasında Nyköping'e gittik ve arkadaşımızı sağsalim Falun'a geri getirdik. Ne oldu kötü mü etmişiz yani!

Vatican

Resim
İtalya gezimin ikinci günü Vatikan'a geçmiştim. Binlerce insan ortalıkta gezinip duruyor bir çoğu da sıcaktan kaçmak için Vatikan duvarlarında oturuyorlar. Roma gezim hakkında bazı detayları internet günlüğümde yayınlayacağım dedim ama hala tembellikten yazmam gereken oncu postu bir türlü zaman ayırıp da bitiremiyorum. Neyse, ben de fotoğraflar vasıtası ile bazı şeyleri sizlere iletiyorum işte. Bu fotoğraf ikinci gün çekilen ilk fotoğraflardan. Bu fotoğraf çekilmeden hemen önceki gece dışarda kalmayı planlamıştım ancak büyük şehrin gazabından korkarak 30 euroya bir hotelde kaldım. Zaten param kısıtlıydı bir de gittim hotele para baydım. Neyse hepsi geldi geçti.

Riga

Resim
Riga'ya dönem arası Türkiye'den İsveç'e dönerken uğradım. Pek fazla gezme şansım olmadı ama başka bir bahara elbet bir kez daha gideceğim.

Karl Johans Gate

Resim
Bu ünlü sokak, Norveç dendiğinde ilk aklınıza gelmesi gereken bir yer. Norveç'in başkenti Oslo'da bulunan bu sokağı görmek bizlere de nasip oldu. =). Gerçekten çılgınca bir geziydi. İsveç'te kaldığımız yere 600 km uzaklıkta bulunuyor Oslo. Ve bu mesafeye bir günlük araba kiralayarak gittik. Çılgınlık sadece Oslo'ya gitmek değil, Oslo'da geçirilen beş saatin ardından tutup 300km daha aşağıya giderek Göteborg'u görme çabası asıl çılgınlık. Göteborg'u nasıl gördük ne gördük o konuya hiç girmeyeceğim. Tek hatırladığım şey MediaMarkt'a girdiğimiz ve oradan portable hdd satın aldığımız ki bu da tahmini Göteborg'da en fazla 45 dakika solduğumuz anlamına geliyor. =). İşte çılgınlık buradaydı zaten. Falun'a geri geldiğimizde bir gün içerisinde 1200km yapmış olduğumuzu gördük ki gerçekten Türkçe'mizde bulunan sıfatlarla ne yapmaya çalıştığımızı tarif etmek biraz imkansız kaçıyor...

Göçmen Kuşlar

Resim
Trabzon Faroz'daydık sabahın erken saatlerinde. Tabii ki neredeyse bir sene oldu bu fotoğrafı çekeli ama oraya ne zaman giderseniz gidin, mutlaka her seferinde yeni birşeyler keşfedeceğinize, yeni kareler yakalayacağınıza garanti veririm...

Uşaklar

Resim

Bir içim Su

Resim
Bu fotoğrafın hikayesi çok ilginç. Okuldan arkadaşlarla Uzungöl'e geziye gitmiştik. Geri dönüşte de bir arkadaşımızın köyüne uğradık. Fotoğraflar çektik, çekildik derken gitme vakti geldi. O gün o kadar çok fotoğraf çekmiştim ki anlatamam. Artık makinemi çantasına koymuştum ve en son ben biniyordum arabaya. Sonra birden herkes "aa bak Veysel bak, çabuk çek fotoğrafını çek" demeye başladı. Şöyle bir baktım, "yok" dedim "ya ne gerek var, makineyi de çantaya koydum zaten. Çıkarana kadar gider." Herkes ısrar ettikçe kedi de suyu içmeye devam etmekte ısrar ediyordu, demek ki o kadar çok susamış ki anlatamam. Neyse sonunda fotoğrafını çekmeye karar verdim, ben makinemi çıkarırken gitmemesini umarak. Gitmedi kedicik hatta üstüne üstlük sanki poz verdi. En doğru ışığı yakalayana kadar beş altı fotoğraf çektim belki. Yine de gitmedi çektikten sonra. Anladım ki çekilmeye değer birşey görürsem bir daha ne olursa olsun yine de o fotoğrafı çekmeye çalışacağım.

Fener

Resim
Kadıköy'den bir vapura binmişseniz, bu feneri mutlaka görmüşsünüz demektir. Heybetli Haydarpaşa'nın tam karşısında bulunuyor. Bu fotoğrafı aldığım sırada RiaTalks için Bahçeşehir Üniversitesine gidiyordum. İstanbul'da daha gezilecek görülecek fotoğrafı çekilecek çook yer var.

Alınteri

Resim
Trabzon'da Faroz vardır. Çok ünlüdür burası. Birçok ünlü fotoğraf sanatçısının yüzlerce eseri sadece burada karelenmiştir. Biz de uyduk bu kervana. Ama tabi biz kendimizce fotoğrafçıyız. Bizim ne haddimize ünlü profesyonel fotoğrafçılarla boy ölçüşmek...

Gündoğumu

Resim
Trabzon'da kaldığım özel yurttan doğru çekmiş olduğum bir fotoğraf. Gerçekten sabahın çok erken saatleriydi, çekmek istiyordum ne zamandır. Çok hoş olmasa da sanırım amacıma ulaşmış gibiyim bu fotoğrafla.

Canım İstanbul

Resim
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler... Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından. Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar... Gecesi sünbül kokan Türkçesi bülbül kokan, İstanbul, İstanbul... N. Fazıl Kısakürek Var mı bir başka açıklaması? Sanırım yok. Fotoğrafın hikayesine de değinmek isterim. Yurtdışına çıkmadan hemen önceki gün çekmiştim bu fotoğrafı. Bu tür fotoğraflar heryerde vardır demedim. Benim kendime ait bir fotoğrafı olsun canım İstanbul'umun dedim. İstanbul'u özleyeceğimi biliyordum ve şu anda gerçekten hüzünlendim. Sensiz olmuyor be İstanbul!

Maket Rize?

Resim
Bu fotoğraf da aynı şekilde tilt-shift tekniği ile bu hale getirildi. Ben bu tekniği çok sevdim. Sakın sormayın neden hep böyle fotoğraflar çekiyorsun diye. Fotoğraf hobi işi. Kimse kimseyi yargılayamaz. Amaç göze hoş gelen birşeyler elde etmek. =) Gelelim fotoğrafın hikayesine. Arkadaşlarla Rize kalesine çıkmıştık. Kalenin isminden tam emin değilim ama Rize'yi en iyi şekilde fotoğraflamak istiyorsanız mutlaka çıkmanız gereken bir yer olduğuna inanıyorum. Rize kalesi hakkında şurada bilgiler yer alıyor. Görülesi bir yer. Tavsiye olunur.

Trabzon - Moloz

Resim
Trabzon Moloz'da arkadaşlarımızla alışverişe gittiğimiz sırada çok dolaşmaktan olsa gerek, baya bi geçe kaldık. Hava kararmıştı ama fotoğraf yine de iyi çıktı. :)

istanbul

Resim
Bahçeşehir üniversitesinde düzenlenen RiaTalks sırasında çektiğim bir fotoğraf. Sanırım öğlen arası verilmişti ve ben de biraz fotoğraf çekeyim demiştim. :)